
Bazen insan bir olayın yaşantının son
sınırına varmadan nelerin olduğunu fark edemez. Suni kısır çekişmelerle oyalandırılan
insan, bu çekişmelerin içinde kaybolurken vatan kahramanlarının cesareti ile
bir anda ayıkarak veyahut vatan için canını feda eden kahramanların adımları ile ayıkarak, bu
gerçeğin farkına varır. Uçsuz bucaksız vatan hazinesinin yani bağrımızın
hançerlendiği gerçeğini o an anlar, el ele silkelenerek gerçek olan “Vatan”
aşkı ile dik durarak, karmakarışık kavramların karanlığında kurtularak ”Vatan”
için bir araya gelmenin güzelliği coşkusu ile aynı duyguları teneffüs etmenin,
şerefini yaşamanın huzuru ile bu mukaddes “Vatanı” korumanın aşkı ile sahipsiz
bırakmamıştır.
Daha düne kadar yani on beş temmuz
öncesine kadar her birimiz ayrı ayrı düşünceyi temsil etmenin gayretinde
birbirimize üstünlük sağlamak için bizler koştururken-Aslında üstünlük takva
iledir bunu da bir an unuttuk-bir anda kendimizi uçurumun kenarında aşağıya
atılmaya çalışılırken, bir gece yarısında bulduk! Aslında düşman karşıda olsa
kolaydı işimiz, oysa şimdiye kadar, içimizde yetişen bu vatan hainlerine karşı
top yekûn “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek,
“Söz Konusu Vatan İse Gerisi Teferruattır Zaten” diyerek gerisin geriye dönerek,
bu çarpışmayı bertaraf etmenin çabası ile yeniden dirilişle, birbirimize bir
şeyi temsil etmenin saçmalığından kurtularak ”Vatanı” temsil etmenin onuru ile
omuz omuza el ele vatanı koruyarak, içteki vatan hainlerini bertaraf etmenin
onuruyla kardeşlik ve birlikte olmanın cennet kokusuna bürünerek, tek vücut ve
bir olarak tüm kötülüğü temizleyerek asil duruşumuzla çok güzel bir destan yazdık.
Yolların sekiz ona bölünmesi ile bir
anda bir şeyleri kendi düşünce ve fikirlerimiz
temsil etmenin bir yararı olmadığını anlayarak, bir yolda “Vatan ne İman “
yolunda bir yolda vatanı temsil ederek bir olduk kardeş olduk. Anlamsızlık içinde
ayrı yollarda yürürken, bunu fırsat bilen vatan hainleri, bize ölümü reva görürken,
bir anda Yüce Allah’ın ve vatan kahramanlarının sayesinde, bu kalkışma veya
darbe bizi kendi anaforuna cehennemine götürmeden, kardeşlik ile birlik beraberlik ve imanın gücüyle ”Vatan”
aşkıyla bizleri yok etmeden millet olarak önlemiş olduk, Rabbime hamd ve
şükürler olsun. Bu uğurda verdiğimiz şehitlerin canları pahasına yarınlarımız
yıkılmadan daha fazla ölümler yaşamadan kendi canlarını feda etmesi ne kadar
asil bir millet olduğumuzun onurlu göstergesi eşliğinde, o şehitlerimiz
Meleklerin yanında yürüyüşle gülümseme ile bizlere el sallarken cennete
gönderdik.
“Vatan uğrunda ölenleri varsa
vatandır” vatan bir anda çıkar ilişkilerini kısır döngü çekişmelerini bir anda
terk ederek, aynı safta aynı amaç gaye uğrunda vatan için omuz omuza yürüyenler
varsa, vatan vatandır. Vatanı olmayanın imanı da yoktur, imanı olanında vatanı
vardır. Vatan bizim için bir ana, bir yar bir cennettir. Vatan işgal altında
iken bize uyumak eğlenmek haramdır ta ki vatanın ve insanların istiklaline
kavuşmadan yaşamak ölümdür zulümdür diyerek, yürüyerek ölümü göze alarak
şehadet makamına yürüyenlerin var olması ile vatan vatandır. Artık bundan sonra
o kesim bu kesim yok tek bir kesim var o da ”Vatan’dan” taraf olan kesim vardır
artık. Herkesin kendi düşüncesinde istediğini karşısındakinin fikrine müdahale
etmeden söylemesi zaten haktır. Bundan sonra ”Vatan” selameti ve istiklalimizin uğruna omuz omuza
el ele yaşamak bize helaldir. Bundan gayrısı zülümdür darbedir kalkışmadır, omuz
omuza ölümü göze alan millet için üstat ne güzel yazdı: Hakkıdır hakka tapan
milletimindir İstiklal. Selam ve dua ile kardeşlerim.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder